Grup elemanları Minutes to Midnight albümündeki şarkıları yorumladı ve şarkılar hakkında bilgiler ve ipuçları verdiler!

WAKE:
Mike: bu albümü başlatan intro şarkıdır.Bir iğnenin plağa doğru aşağıya indiğini duyabilirsiniz ve bence bu gelecek olan şey için tonu ayarlıyor.

GIVEN UP:
Brad: "Fire in city" isimli gerçekten kötü bir şarkımız vardı. Aslında nakaratta "fire in the city" kelimeleri vardı.. Ama Mike şarkıyı beğenen tek insandı.Şarkıyı parçalamaktan ziyade, onu bazı iyi bölümler için benimsedik.

Mike: Brad arabamı çalmış ve ses sistemini parçalamış gibi hissettiriyordu.

Brad:  Bass ve davul ritimleri aldım ve aslında şarkıyı oluşturan garip seslerle birleştirdim. Chester " What the fuck is wrong with me? Put me out of my fucking misery!"(Çevirmesem daha iyi) diye bağrıyor, o yüzden şarkının tam olarak ne hakkında olduğunu açıklamadan, pek mutlu olmadığı gayet açık.

LEAVE OUT ALL THE REST:
Chester: En baştan bunun single olacağını biliyorduk, bu nedenle bu şarkının sözlerinin harika olması için çok çalıştık. Şarkı boyunca "Rol yapan başka biri beni kendimden kurtarabilir." diyorum. Çünkü bir özür mektubu gibi hissettirmesi gerekiyor. Güya taşınıyorum ama insanların hakkımda kötü değil iyi şeyler hatırlamasını istiyorum. Şarkı genelde alcakgönüllülükle alakalı.

BLEED IT OUT:
Mike: Sözleri yaklaşık 100 defa yazdım. Her defasında boşa çıkıyordu. şarkı sözü yazarı olarak bunun üzerinde saatler harcıyordum ve her defasında grup henüz olmadığını söylüyordu. Bir keresinde şarkının 30 saniyesini dinlediler ve hemen ardından tekrar yazmamı söylediler. Bu bayağı zordu. Sanki ben sözleri götürüp, sonra yüzüme yumruk yiyip tekrar çizim tahtasının başına gidiyormuşum gibi hissettiriyordu. Sonunda anlaştığımızda gruba bizden başka kimse bir şarkıyı böyle yapamazdı dedim. Çok tuhaf death-party-rap-halk müziği tarzı birşey oldu.

SHADOW OF THE DAY:
Brad: Bu muhtemelen çivilenmesi en zor olan düzendi.En başta çok ikincil görünüyordu ama sonra bazı etmenleri değiştirmeye başladık. Akustik gitar koyduk.Sonra elektro banço ve sonrada bir ksilofon. Bu yazdığımız en güzel şarkılardan biri..

WHAT I'VE DONE:
Mike: Diğer albümlerde Brad ve ben her şarkıyı yazmaya beraber başlardık. Bu beraber yazdığımız ve bitirdğimiz tek şarkı. Albümdeki tüm duyguların özetlendiği bir şarkı istiyorduk ve bence bu o şarkı. Her dinlediğinizde farklı bir şey bulacaksınız...

HANDS HELD HIGH:
Mike: Rick bize, eğer bir şarkıda vuruşa ihtiyaç var gibi görünüyorsa, söylemeye çalışmamızı veya tam tersini yapmamızı söyledi. Bu nedenle bu şarkıda vuruşlar var.

Brad: Birlikte çalışmadığımız şeyleri birleştirirken bir çok hata meydana geldi..

NO MORE SORROW:
Rob: Bu muhtemelen albümdeki en ağır şarkı. Şarkı, en başta "EBow idea"  idi ancak Rick Brad'e EBow'u (gitar efekti) başka bir şarkıda kullanmasını söyledi. Bu efekt üzerinde çalışmaya gittikten sonra geri dönüşü hayal kırıklığıydı..

Chester: Bence bu kulaklıklarla dinlemeniz gereken bir şarkı çünkü farklı şeyler duyacaksınız.Bu şarkı albümdeki derinliği açıkça gösteriyor.

VALANTINE'S DAY:
Chester: Bu albümdeki popsu şarkılardan biri. Yaptığımız işin bütünlüğünü kaybetmemek için çok dikkatli olmalıyız. Çok karanlık bir grubuz ve böyle olmayı seviyoruz. Rahatsız edici şeyler hakkında konuşuyor ve sizi bununla rahat ettirmeye çalışıyoruz. Bunu burada bu popa benzer bir şarkıdayapmaya çalıştık ve ben albümdeki bu görünüşü seviyorum.

IN BETWEEN:
Chester: Mike ın bu şarkıyı söylemesi gerektiğini biliyordum. Bir kere denedim, iyi bir iş çıkardım.Ancak ben Mike’ın gücüne sahip değildim. Çünkü o söylediği şarkıya inanıyordu. Mike bu şarkıda ciddiyeti tamamen takındığı için şarkı en içten, en gerçekçi olan şarkı ünvanını hakediyor.

IN PIECES:
Chester: Daha yeni boşanmıştım ve bu çok zordu.. Daha sonra yeniden evlendim bu yüzden hayatımda birçok değişiklik oldu. Bir süre yeni hayatımla tamamen mutlu olamadım.. Başlıyordum ama sonuna gelemiyordum.. İşte In Pieces adlı şarkıda bunun hakkında. Şarkı reggae tarzında bi sese sahip.. Şarkının böyle başlayıp daha sonra pop olmasını ve en sonunda tam bir rock şarkısı olmasını izlemek gerçekten harika.

THE LITTLE THINGS YOU GIVE AWAY:
Brad: Bu bizim albümdeki favori şarkımız. Bu parçaya yaptığımız en anlamlı parça denebilir. Hiç birşey onun arkasından gidemez..Gölgesi altında bırakamaz.. Bunu yapan şey ise kesinlikle gitar solosu.

Mike:Brad her zaman sololardan kaçınır,show yapmayı sevmez.Ama solo çaldığı zaman, bu kaydettiğimiz en duygusal anlar oldu. Bu şarkı sözlerini sözler olmadan söyledi